Stalin tarafından Moskova’daki Stalin seçim bölgesinde 9 Şubat 1946 tarihinde yapılan konuşma[1] * Oturum Başkanı: Konuşma sırası Josef Vissarionoviç Stalin’dedir. (Yoldaş Stalin’in kürsüde belirmesiyle beraber seçmenlerin dakikalarca süren yoğun tezahüratı gerçekleşmiştir. Bolşoy Tiyatrosundaki tüm izleyiciler Yoldaş Stalin’I selamlamak için ayağa kalkmıştır. Seyirciler ısrarlı bir şekilde “Büyük Stalin çok yaşa!”, “Yaşasın sevgili Stalinimiz!” sloganları atmışlardır) Yoldaş...
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Sovyet lideri Stalin’e dair bugün de dile  getirilen yalan ve çarpıtmalara kanıt olarak gösterilen Hruşçov’un 1956 tarihli ünlü konuşmasını International Communist Review dergisi için değerlendirdi. Nikita Hruşçov Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin 20. Kongresi’nin gizli oturumunda sansasyonel bir konuşma yaparak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne 1922-1953 yılları arasında liderlik eden ve geçtiğimiz...
Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinden sonra bölgede ilk tepki veren komünist partilerinden biri Afganistan’ın doğu komşusu Pakistan’ın Komünist Partisi idi. Pakistan devleti, Afganistan’la komşuluğun ötesinde bölgede on yıllardır emperyalizm ve gericiliğin etkisinde sorumluluğu olan bir aktör. Bu zorlu ülkede mücadele eden komünistlerle Eylül ayında bir söyleşi yaptık ve güncelliğini koruyan değerlendirmelerini okurlarımızla paylaşıyoruz. Pakistan Komünist Partisi...
“Merkezi planlı ekonomilere sahip ülkelerde kadınlar birçok alanda daha fazla ilerleme kaydetmiştir. Bu ülkelerdeki kadınlar, toplumsal ve ekonomik gelişmeler ve barış silahsızlanma detant uluslararası işbirliği için aktif mücadele de dahi olmak üzere, ülkelerindeki kamusal hayatın tüm diğer alanlarında aktif olarak yer almıştır. Ulusal mekanizmaları hâlihazırda yeterli finansal kaynak aktarımı ve vasıflı çalışanlara sahip merkezi planlı...
Afgan kadınlarına ve sanatçılarına Dünyanın gözü son birkaç haftadır Afganistan’ın üzerinde. Aslında geçtiğimiz on yıl içinde Ortadoğu’da öyle çok şey oldu ki, Afganistan’daki savaş gündemin geri sıralarına gitti; bu nedenle aniden her şeyin önüne geçeceğini tahmin etmek belki biraz güçtü. Şubat 2020’de ABD ve Taliban arasında yapılan çekilme anlaşması, Trump’ın bir seçim vaadi olarak da...
Geçtiğimiz ay içinde Afganistan’ın hızla Taliban yönetimine bırakılması özellikle Batı’da “kaygı, panik” ve hatta yer yer “infial” ile izlendi. Belki çoğu kişi yakın geçmişi hatırladı: İslam Devleti’nin Irak’ın kuzeyini ve Suriye çöllerini 2014’te hızla ele geçirmesini. Benzer bir halin yeniden yaşanacağı, “islamcı kökten-dinciliğin” dizginlerinden boşaldığı ve yeni trajik olayların kapısının aralandığı düşünüldü. Bu kaygıları besleyecek...
“Gençliğimde komünizm şeytanı ile dövüştüğümü düşünürdüm. Ama aslında ben ve arkadaşlarım o zaman özgürmüşüz.”[1] Polonyalı kadınlar, 2020 sonbaharında pandemiye rağmen kürtaj hakları için sokağa çıktı. Sokak gösterilerinin sebebi, hâlihazırda sadece tıbbi (kadının sağlığı/fetüste malformasyon) ve kriminal (ensest, tecavüz vs) sebeplerle izin verilen kürtaj hakkını daha da daraltacak, fetüsteki malformasyon (ciddi ve geri dönüşü olmayan anomali...
Soğuk Savaş, genel olarak İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD ve Sovyetler Birliği merkezli iki kampın[1] birbirleri ile direk askeri çatışmalar yerine politik, iktisadi, ideolojik, kültürel, teknoloji gibi farklı alanlarda mücadele etmesi olarak tanımlanabilir. Çoğu zaman ihmal edilen, hatta unutturulmaya çalışılan bu mücadele alanlarından bir tanesi de kadın meselesidir.  Reel sosyalizm sürecinde, sosyalist ülkeler kadın başlığında kadın...
Küba’da devrimin özgünlüğü üzerine çok şey söylendi. Küba devrimi, gerilla mücadelesine dayalı stratejisiyle Avrupa’daki işçi sınıfı devrimlerinden, kentli işçi sınıfı hareketiyle buluşma becerisiyle Latin Amerika’nın gerilla mücadelelerinden farklılaştı.  Fidel ve arkadaşları sosyalist devrim için yola çıkmadılar; Batista’ya ve onun temsil ettiği yolsuzluk, adaletsizlik ve baskı düzenine karşı yurtseverlik bayrağı altında radikal demokratik bir mücadele başlattılar....
Küba Devriminin 17 Mayıs 1959 tarihli nihai Toprak Reformu Yasası dünya tarihi açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir. Yasa, yalnızca 1953’teki Moncada Kışlası saldırısı sonrasında, Fidel’in tarihi savunmasında aktardığı, devrimden sonra hemen yürürlüğe koyacaklarını açıkladığı 5 temel ilkeden 2’sinin hayata geçmesi olmadı, aynı zamanda Küba’nın gelecekteki devrim mücadelelerine sunduğu en özgün katkı, “muhtemelen bu kadar...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×